23 Temmuz 2012 Pazartesi



2023 yılında 50 bin yerli patent başvurusu bekleyen Türkiye, yabancı ülke firmalarının da girmeye çalıştığı güçlü bir pazar olarak karşımıza çıkıyor.

Türk Patent Enstitüsü verilerini değerlendiren marka tescil ve patent ofisi Acar Patent’ in verdiği bilgilere göre, Türkiye’ de patentlerini korumak isteyen yabancı ülke firmaları yarış halinde.


Türkiye’ ye başvuran yabancı ülke firmaları korumaya almak istedikleri patentlerinin sayısı ile Türk firmalarını geride bırakmış gözüküyor.

En çok patent başvurusu Alman firmalardan

2011 yılında Türkiye’ de patent koruması yapmak isteyen ülkeler arasında ilk sırada bulunan Almanya, 2012 yılında da en çok patent koruma talebinde bulunan ülke konumunda bulunuyor.
Geçen yıl Türkiye’ de 1583 patent başvuru talebinde bulunan Alman firmaları, 2012 yılının yarı dönemine gelindiğinde 1000 patent başvurusu yaparak geçen yılki rakamın üzerine çıkacağının sinyallerini veriyor.

Türkiye’ de en çok marka tescili yaptıran Amerikan firmaları ise patent başvurularında ikinci sırada bulunuyor.

Türkiye’ de patent koruması yaptıran diğer ülkeler

Almanya ve A.B.D. firmalarından sonra en çok patent başvurusu İsviçre’den yapılırken, Avrupa’da marka tescil alanında rekabet içinde olduğumuz Fransa ise patent konusunda maalesef bize ders verir nitelikte patent başvurusu yaptı.
İtalya, Japonya ve Hollanda’ da patentlerinin Türkiye’de korunmasını isteyen ülkeler arasında yer alıyor.

Patent başvurularının yapılış şekline göre dağılımı

2012 yılının Temmuz ayına kadar Türkiye’ ye yabancı ülkelerden 3400 patent başvurusu gerçekleşti. Bunlardan 45 tanesi münferit olarak Türk Patent Enstitüsü’ne, 3300 tanesi PCT Ulusal Safha Girişi  ile ve 55 tanesinin de Avrupa Patent Validasyonu ile patent korumaları gerçekleşti.

Yüzde 21 artış

2011 yılının ilk iki çeyreği tamamlandığında yabancı ülke firmalarından yapılan patent başvuru sayısı 2800 iken Temmuz ayı itibarıyla patent başvurularında yüzde 21 artış görüldü.

Patentin önemi

Konu ile ilgili açıklamalar yapan Acar Patent Genel Koordinatörü Rüştü Gümüş, yabancı ülkelerin patentlerini koruma konusunda bizden daha özenli ve bilinçli olduğunu,  Türkiye’ de ise yerli patent sayısının artmasına rağmen patentlerin dünya çapında korunmadığına dikkat çekti.

Patent başvuruları % 6 arttı


Türkiye, 2023’ deki hedefini 50 bin yerli patent başvurusu olarak belirlerken, patent başvurularındaki artış yüzleri güldürüyor.


Marka tescil ve patent ofisi Acar Patent’ in Türk Patent Enstitüsü verilerini değerlendirerek hazırladığı rapora göre 2012 yılının ilk altı ayında patent başvurularının bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında arttığı gözlendi.


2011 yılının ilk altı ayında 4800 olan patent başvuru sayısı, 2012’nin Temmuz ayında 5700’ e ulaştı.


En çok patent başvurusu Mart ayında yapılırken en az başvuru ise Şubat ayında gerçekleşti.


Yerli patentler artışta


Ülkemizdeki yerli patent başvurularında bir önceki yıla göre artış gözleniyor.


En çok patent İstanbul’dan – Başkent Ankara’dan etkileyici çıkış


Marka başvurularında olduğu gibi patent başvurularında da liderliği elinde bulunduran ilimiz İstanbul’ da başvurular yüzde 3 oranında artarak 1.000’ e ulaşırken, 2011 yılında 417 başvuru yapan Ankara, 2012 yılının ilk altı ayında 300 başvuru yaparak çarpıcı bir yükseliş örneği sundu.


Sanayi illerimiz olarak bilinen İzmir 125, Bursa ise 120 patent başvurusu yaparken, Manisa, Konya ve Kocaeli’ de takiplerini sürdüren illerimiz oldular.


Karadeniz’in patent lideri Samsun


2011 yılında yaptığı 19 patent başvurusuna karşılık, 2012 yılının ilk altı ayında bu sayıyı yakalayan ve Karadeniz bölgesinin lideri olan Samsun, başvurularda yüzde yüz artış göstereceğinin işaretini verdi.


Patentin ekonomik önemi


Konu ile ilgili açıklama yapan Acar Patent Genel Koordinatörü Rüştü GÜMÜŞ, ancak aldığımız patentlerin yabancı ülkeler ile mücadele içinde bulunma gücümüzü oluşturduğunu söylerken, Türkiye’de yerli patent başvurularının artmasına rağmen yabancı ülkelere göre halen istenilen oranda olmadığına da dikkat çekti.


http://www.acarpatent.com/haberler/2708_561/yerli-patentler-yude-6-oraninda-artis-gosterdi.htm
Haber İçeriği
Fatih GÖRMEK

Marka başvurularına göre 2011 yılını Avrupa lideri olarak tamamlayan Türkiye, 6 ayda 60 bin yeni marka başvurusu ile 2012’de de beklentilere cevap vermeyi başardı.


Marka tescil ve patent ofisi Acar Patent’ in Türk Patent Enstitüsü verilerini değerlendirerek hazırladığı rapora göre, yerli marka başvurularında artış gözleniyor.


Türkiye markasına sahip çıktı


Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip ASAN, 2011 yılı başlarında 100 bin marka tescil başvuru hedefini açıkladığında bazı çevrelerde ulaşılması zor bir hedefmiş gibi gözükse de, Türkiye hedefin gerçekliğini 120 bin marka başvurusu ve Avrupa marka şampiyonluğuyla kanıtlamıştı.

Yerli marka başvurularında %4 artış


2011 yılının yarısına gelindiğinde 48 bin olan yerli marka başvurusu, 2012’ de 60 bin olarak % 11 oranında bir atış gösterdi. 


Yabancı marka başvurularında düşüş


Ülke ekonomisinin düzgünlüğü ve pazardaki payı ile dikkat çekmeyi başaran Türkiye yabancı markalarında ilgi odağı olurken, geçen yılın ilk altı ayı baz alındığında yaşanan % 8 oranındaki düşüş ise üzgünlük yarattı.


İki markadan 1’ i İstanbul’dan


Markaların en yoğun adresi 26 bin marka başvurusu ile İstanbul olurken, yapılan başvurular değerlendirildiğinde iki markadan birinin İstanbul’ dan çıktığı gözlendi.


Ankara, Bursa ve İzmir marka başvurularında takiplerini sürdürürken, Gaziantep, Antalya ve Konya çıkıştaki illerimiz olmayı başardılar.


Doğunun markası Diyarbakır


2012 yılının yarısına gelindiğinde Doğu bölgemizde en çok marka başvurusu yapan ilimiz Diyarbakır oldu.


Karadeniz Trabzon’dan sorulur


2011 yılında Samsun’un arkasından ikinci sırada bulunan Trabzon 2012 yılında marka başvurularını arttırarak liderliği eline geçirdi.


Ardahan ise ilk beş aylık periyod süresince sessiz kalarak marka başvurusu yapmayan tek ilimiz oldu.

Konu ile ilgili açıklama yapan Acar Patent Genel Koordinatörü Rüştü GÜMÜŞ, Türkiye ekonomisine paralel olarak marka başvurularının da arttığını, yabancı ülke markalarının ülkemizdeki pazarın farkına vardıkları için koruma gayreti içinde olduklarına değindi.


http://www.markatescilim.net/haberler/2704_561/marka-basvuru-sehri-istanbul.htm
Haber içerik - Fatih GÖRMEK 

12 Haziran 2012 Salı

Marka Tescil: Ayşe Arman ismi markalaşıyor


Ayşe ARMAN tescil

Köşe yazarı kalıbına sığmayan ünlü gazeteci Ayşe Arman’ın ismi markalaşıyor.

Kamuoyu arasında ünlü isimler ile röportaj yapma konusunda en gözde yazar olarak hafızalarda tescillenen Ayşe Arman’ın ismi de Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescillenmeyi bekliyor.

Acar Patent ile marka tescil süreci başlatılan Ayşe Arman ismi; radyo – televizyon yapım hizmetleri, fotoğrafçılık, eğitim-öğretim hizmetleri ve dergi-gazete-kitap yayımlama alanlarında koruma altına alınacak.

Doğum günü hediyesi “ MARKA TESCİL “

Her zaman değişik projeler ile adından söz ettiren Ayşe Arman’ a kalıcı ve farklı bir doğum günü hediyesi sunmak isteyen arkadaşları Ayşe Arman ibareli marka başvurusunda bulundular. Markalaşma sürecinde aldığı doğum günü hediyesi ile ilk adımı atan Ayşe Arman’ın, sevenlerinin karşısına değişik projeler ile çıkıp çıkmayacağı ise merak konusu.

Emek hırsızlığına karşı marka tescili

Acar Patent Marka Tescil Uzmanı İlknur Kurnaz CAN, isimlerini koruma altına alan ünlülerin ticari hayatta da bir adım öne geçtiği söyleyerek, markalaşan ünlülerin emek hırsızlarına karşı en büyük darbeyi vuracaklarını savundu.

Fatih GÖRMEK

http://www.acarpatent.com/haberler/2658_561/ayse-arman-ismine-marka-tescil-basvurusu.htm

Patentli buluş ile kene ölümlerine son demek istiyoruz



Uluslararası patent başvurusu yapılan moleküler tanı yöntemi ile keneye karşı erken teşhis konulacak.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını kandan, “hızlı, güvenilir ve ucuza” teşhis edecek ve böylece tedaviye erken başlamayı sağlayacak nanoteknolojiye dayalı yeni bir moleküler tanı yöntemi Türk bilim adamları tarafından nihayet geliştirildi. Gazi Üniversitesi (GÜ) Nanotıp Araştırma Merkezinde, Dünyada tek olan yeni yöntem, teknisyene gerek duymadan hastalık tanısını bir kaç saat içinde verebiliyor.
GÜ Nanotıp Araştırma Merkezi Koordinatörü Dr. Gürer Budak, merkezin Merkezi Moleküler Analiz Laboratuvarında görevli Oğuz Balcı, Tolga Çamlı, Gül Sarıbay ve Damla Arslantunalı tarafından geliştirilen ve uluslararası patent başvurusu yapılan yeni teknolojide, “manyetik nanopartiküller ve özgün kitler” sayesinde, mevcut moleküler gen analiz yöntemlerinde şimdiye kadar denenmemiş yeni bir yaklaşımı başarıyla test ettiklerini bildirdi.
Hedef robotik cihaz
Dr. Budak, yeni yöntemi kullanarak robotik bir cihazı geliştirmenin asıl amaçları olduğunu kaydederek, bu cihazın tasarım çalışmalarını da sürdürdüklerini bildirdi. Cihazın, Türkiye’de öncelikli yaygın hastalıkların tanısında da kullanılması için modifiye edilebileceğini kaydeden Budak, “Türkiye’de son dönemde Hanta virüsü bulaşmış hastalar görülmeye başladı. Bu cihaz, bu ve benzeri hızlı tanı koyulması gereken hastalık etkenlerinde de rahatlıkla kullanılabilir” dedi.
Erken teşhis hayat kurtaracak

Yöntemde, şüpheli numunenin bulunduğu ortam içine yerleştirilen manyetik nanopartiküllerin daha sonra manyetik bir alanda etkileşime tabi tutularak nükleik asidin ayrıştırılma işlemi yapılacak. Sonucu gözle ya da düşük çözünürlüklü kameralarla ayırt etmek mümkün olacak. Zira manyetik demir nano partiküller etken mikroorganizmanın nükleik asidini tutup onun görünür hale gelmesini sağlıyor.

http://www.acarpatent.com/haberler/2657_561/uluslararasi-patent-basvurusu-yapilan-teknoloji-ile-kene-olumlerinin-onune-gecilecek.htm

Marka Tescil: Lahmacunu elimizde tutma çalışmaları başladı( Yine mi geç kalındı )


lahmacun_tescil

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. İlkay Gök'te, "Baklavanın başına gelen lahmacunun da başına gelmesin" diyerek tescil uyarısında bulundu.

Türk yemekleri arasında lahmacun kültürünün önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken ve günde sadece Gaziantep'te yaklaşık 30 bin lahmacunun tüketildiğini ifade eden GAÜN Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. İlkay Gök, yapılan araştırmalarda özellikle uluslararası sitelerde lahmacunun 'Ermeni pizzası' olarak tanıtıldığını belirtti. Bunu önlemek amacıyla GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun'un desteğiyle Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nün Gaziantep mutfağını ulusal ve uluslararası alanda tanıtım çalışmalarının yoğunlaştırıldığını ifade eden Gök, şunları söyledi:

"Bundan dolayı Sahan Yönetim Kurul Başkanı Tahir Tekin Öztan'ın işbirliği ile lahmacunu dünyanın pek çok ülkesinden akademisyenin katıldığı uluslararası '6th Central European Congress on Food' adlı gıda kongresinde tanıtmak amacıyla çalışmalara başladığımızda, yurt dışındaki yemek sitelerinin çoğunda lahmacundan 'Ermeni pizzası' olarak bahsedildiğini gördük. Türk siteleri dışında pek çok Amerikan yemek sitesi, bunun yanında diğer ülkelerin sitelerinin lahmacundan Ermeni pizzası olarak bahsetmesi tanıtım konusunda gerçekten ne kadar yetersiz kaldığımızı gösteriyor. Bahsettiğim konu ile ilgili siteleri aşağıya ekledim. Eğer bu sitelere girilirse kolaylıkla bahsedilen konu görülebilir."

"Baklavayı Yunanistan sahiplenmek istemişti, şimdi de benzer risk lahmacun için söz konusu" diyen İlkay Gök, bundan dolayı en kısa süre içinde lahmacun başta olmak üzere Türk yemeklerinin uluslararası tescilini alması gerektiğinden bahsetti. Gök, "Tarihi mirasımız olan yemek kültürümüzü koruma altına almak, sahip çıkmak, yöreye mal olmuş yemekleri orijinal haliyle gelecek nesillere aktarabilmek amacıyla Gaziantep adına 30 yemeğin coğrafi tescili için ocak ayında üç dernek bir arada çalışarak Türk Patent Enstitüsü'ne başvuruda bulunmuştuk. Özellikle bu siteleri gördükten sonra lahmacunun sonunun baklavaya benzememesi için Avrupa Birliği'nde Coğrafi İşaret Koruması' çalışmasını başlatacağız" ifadelerini kullandı.

Öncelikle Türk Patent Enstitüsü'nden coğrafi tescil başvurularının onaylanması gerektiğini kaydeden Gök, "Ocak 2012'de tescil başvurusu yapılmıştı. Başvurunun değerlendirilmesi maalesef uzun bir süreç. Tescil aldıktan sonra 510/2006 sayılı Tüzük uyarınca Avrupa Birliği'nde coğrafi işaret koruması için coğrafi tescil almış ürünler adına hazırlanan başvurular, AB Komisyonu'na iletilir. Kendisine iletilen başvuruları 12 ay içinde incelemek zorunda olan komisyon, başvuruların ilan edilmesine karar verirse AB Resmi Gazetesi'nde yayımlar. Yayımlanmış başvurulara yapılacak itirazlar için Resmi Gazete'deki ilan tarihinden itibaren 6 aylık bir süre tanınmaktadır. Ülkemizde tescil işlemi gerçekleşmiş coğrafi işaretler, AB'ye doğrudan tescil başvurusunda bulunabilir" diye konuştu.

"Belirtilen nedenlerden dolayı süreç epeyi uzun. Nereden bakılsa bir ürünün önce AB coğrafi işaretler korumasının alınması için yaklaşık iki yıllık bir zaman gerekiyor" diyen İlkay Gök, sözlerine şöyle devam etti:

"Tabii ki başvuruda bulunurken alınan başvuru ücretleri ve ilan için gerekli gazete ücreti de ayrı. Özellikle Türk Patent Enstitüsü, tarihi mirası korumak adına yapılan yemek tescili gibi başvurularda başvuru bedelini düşürmesi, kabul sürecini hızlandırması ile belki bu gibi çalışmaların artması sağlanacaktır. Böylelikle yemeklerimizi tescil altına alarak korunmasına da katkıda bulunmuş olunacaktır. Baklavanın başına gelenlerin lahmacun ve diğer yemeklerde de yaşanmaması için, bizler elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz." 

Patent: Türk Profesör'den herkesi sevindirecek buluş


MR_İcat

Türk Profesör Dr. Ergin Atalar insanlığa büyük katkı sağlayacak patentli buluşu ile vücudunda implant, stent, kalp ve beyin pili taşıyanların MR cihazına girmelerini sağladı.

Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi (UMRAM) yöneticisi Prof. Dr. Ergin Atalar, ''Kalp ve beyin pilleri nasıl değiştirilirse emar (MR) cihazına girebilir'' sorusundan hareketle kalp ve beyin pillerinin MR uyumluluğunu araştırdıklarını söyledi.

İlk aşamada, MR cihazına uygun pil araştırmasında sonuca ulaştıklarını ve ürünlerle ilgili patent aldıklarını belirten Prof. Dr. Atalar, ''Hatta Amerika'da benim kurucusu olduğum bir şirket, bizim geliştirdiğimiz teknolojilerle bayağı ilerleme kaydetti.

Dünyanın alanında en önemli firmalarından Boston Scientific'in şimdi yaptığı beyin pillerinde bizim teknolojimizin önemli yeri var'' dedi.

Sonraki aşamada ise MR cihazının kendisini de değiştirebileceğini gördüklerini ifade eden Prof. Dr. Atalar, ''Yani MR'a uyumlu pil yerine pile uyumlu MR yaptık. MR cihazıyla uyumlu olmayan bir kalp piliyle görüntülemeye girdiğimiz zaman cihazın teli ısınıyor ve bilhassa kalbi yakma tehlikesi oluyor'' diye konuştu.
Prof. Dr. Atalar, şöyle devam etti:

''Mikrodalga fırının içine çatal koymayı denediniz mi? Şimşekler çakar. MR cihazını, güvenlik açısından, tam bir mikrodalga fırın gibi, implantı da fırının içine konan çatal gibi görebilirsiniz. Çatalın kalbi yakıp insanı öldürme ihtimali var. Bu nedenle kalbinde ya da beyninde pil olan insanlar MR'a giremiyorlar.

Başka görüntüleme teknolojileri özellikle beyin için MR'ın yerini tutmaz. Çünkü artık kişi her işi yaparken, parmağını oynatırken bile beyninin neresinin çalıştığını MR ile görmek mümkün. Çok kritik hastaların MR'a girmemesi bu yönüyle çok büyük bir sıkıntı. Biz de düşündük ki çatalı değiştirebiliriz. 'Öyle bir çatal yapalım ki her mikrodalgada o çatal kullanılabilsin' dedik.''

Prof. Dr. Atalar, uzun yıllar süren bu çalışmaların sonucunda artık MR'a giren implantlı hastada, cihazın implantın yerini bularak o bölgeye ısınmaya sebep olacak enerjiyi vermeyeceğini anlattı. Bu işlemi yapmanın eskiden de mümkün olduğunu dile getiren Ergin Atalar, ''Ama görüntü kalitesi çok bozuluyordu. Biz bu işin görüntü kalitesini hiç değiştirmeden yapılabileceğini gösterdik'' dedi.

Patent Ödül : Türk öğrenciye patent tescil hakkı kazandıran ödül


Türk öğrenci Yunus İbrahim Alaylı, ahşabın ömrünü uzatan projesi ile ABD'den ödül ve patent tescil hakkı almaya hak kazandı.

ABD’de düzenlenen ‘Intel Isef Uluslararası Proje Olimpiyatı’nda Türkiye’yi temsil eden Yunus İbrahim Alaylı, ahşap malzemeleri korumada kullanılan kanserojen vernik yerine susam ve jojoba yağlarından geliştirdiği daha sağlıklı ve daha ekonomik özel koruyucu yağ ile Amerikan Patent ve Telif Hakkı Birliği’nin hem özel ödülünü kazandı hem de bu ürünün patent ve telif hakkının sahibi oldu.

AHŞAPTAKİ GİZLİ TEHLİKE ‘VERNİK’

ABD Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA) geçtiğimiz yıl artık kullanılmasın çağrısı üzerine gözlerin üzerine çevrildiği vernik, sahip olduğu kanserojen içeriği ile başta solunum yetmezliği ve göz rahatsızlıkları olmak üzere birçok hastalığa sebebiyet veriyor.

EPA’ nın yayımladığı rapora göre ahşabı korumada vernik ve türü malzemelerin acilen terk edilmesi ve daha çok çevreci,su bazlı koruyucuların kullanılması gerektiğini belirten Fatih Koleji Fen ve Anadolu Lisesi öğrencisi Yunus İbrahim Alaylı,  ‘‘Vernik, ahşabı morötesi ışınlarına ve neme karşı korumak için kullanılan sentetik bir malzemedir. Kullanımı oldukça yaygındır fakat insan sağlığı açısından tehlikelidir. Bu tür kimyasallardan çıkan gazlar zamanla diğer maddelerle tepkimeye girerek ikincil zararlı maddeleri oluşturur” dedi.

AHŞAP MALZEMELER DAHA SAĞLIKLI KORUNACAK

Projesiyle verniğin yerini alacak ve insan sağlığı ile çevreye zararı olmayan doğal bir koruyucu materyal geliştirmek istediğini belirten 11’inci sınıf öğrencisi Alaylı, “Yaptığım araştırmalar sonucunda susam yağının doğal antioksidan barındırması özelliğinden, jojoba yağının ise çok dayanıklı olan ve kolay kolay bozulmayan yapısından yararlanabileceğimi gördüm. Bu yağları kullanarak ürünümü geliştirdim. Geliştirdiğim doğal ahşap koruyucunun özellikle çocuk oyun alanlarında, mobilya kaplamalarında, tarihi eserlerin korunmasında kullanılmasının insan ve ahşap sağlığı açısından büyük yararı olacağını düşünüyorum.’ İfadesini kullandı.
 Alaylı, malzeme mühendisliği ile ilgili hazırlamış olduğu, ‘Ahşap Malzemenin Çevre Dostu Susam ve Jojoba Yağları ile UV Radyasyonuna Karşı Korunması’ projesinin detaylarını ise şöyle anlattı: ”Morötesi (UV) ışınlar, ahşap ile reaksiyona girdiğinde tahta materyalin ana bileşenleri olan selüloz ve ligninde ayrılma tepkimeleri gerçekleştirir.UV ışını ahşabın hem kimyasal hem de fiziksel yapısını bozar.Bu tür UV ışını tepkimeleri sonucu farklı maddeler oluşur.Vernik ve türü koruyucular tahtayı bu etkiye karşı korurlar. Ahşapta UV tepkimelerinin gerçekleştiği renk değişimden belli olur.UV ışınına maruz kalan ahşap malzemelerde açıkça fark edilir bir renk değişimi gerçekleşir.”

 “AHŞABIN ÖMRÜNÜ UZATTI”

 Verniğin yerini alacak koruyucu bir materyal geliştirmek istediğini belirten Alaylı, “Bunu susam ve jojoba doğal yağlarıyla gerçekleştirmeyi planladım. Susam yağının özelliği doğal antioksidan barındırmasıdır.Antioksidan,ayrılma reaksiyonlarını engelleyici madde demektir.UV ışını da ayrılma reaksiyonuna sebep olduğundan susam yağının bunu engelleyeceğini düşündüm. Jojoba yağı da çok dayanıklı olan,kolay kolay bozulmayan,yapısı diğer yağlardan farklı olan,kozmetik ürünlerde kullanılan bitkisel bir yağdır. UV ışınları tahta materyale en hızlı etki eden ve en büyük faktör olduğu için onu ele aldım. Projemde bu iki yağa ek olarak koruyucu etkiyi artırıp artırmadığını görmek için ayrı bir gruba titanyum oksit ve çinko oksit (güneş kremlerinde kullanılıyor) ekledim” dedi.
 Alaylı, “Yaptığım testler sonucunda geliştirdiğim bitkisel koruyucu yağın verniğin sağladığı renk korumayı aynen sağladığını, ahşabın ömrünü verniğe göre daha fazla uzattığını ispatladım. Maliyet analizlerinde de gördük doğal yağlar vernikten daha ucuza mal edilebilir.Sonuç olarak hipotezim doğrulandı.Ahşabı korumada doğal yağların vernikle aynı korumayı daha ucuza sağladığını gördüm” açıklamasını yaptı.

25 Mayıs 2012 Cuma

Marka Tescil : Can Bonomo' da markalaşmaya önem veren ünlülerden çıktı. Başarılar Bonomo

Bonomo_marka tescil
Eurovision Şarkı Yarışması'nda bu yıl ülkemizi Can Bonomo temsil edecek.

Marka tescil ile markalaşmak için adım atan ve sektörümüzle doğal ilişki bağı kuran Bonomo'ya finalde başarılar.

Bu yıl 56. sı gerçekleşen Eurovision Şarkı Yarışmasında şimdiye kadar 1000' lerce şarkı sergilendi. Türkiye'nin de önemli başarılar kazandığı bu yarışmada 2012 yılı temsilcimiz Can Bonomo finale çıkmaya hak kazandı.  
İzmir doğumlu olan Can Bonomo, 8 yaşında gitar çalmaya başlamış ve okul hayatı boyunca müzik çalışmalarına devam etmişti. Müzik dünyasına ses prodüksiyonculuğu yaparak başlayan Bonomo, birçok radyoda DJ'lik yaptı. İlk albümü Meczup'u 2011 yılında çıkaran Can Bonomo, 8. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri "En İyi Çıkış Yapan Sanatçı" ve 38. Altın Kelebek Televizyon Ödülleri "En iyi Çıkış Yapan Solist" ödüllerini aldı.
  
Can Bonomo kariyerinde emin adımlarda yükselirken, marka olmayı da ihmal etmeyerek ilk albümünün ardından Türk Patent Enstitüsü'ne, marka tescil başvurusunda bulundu. Henüz işlemleri devam eden marka tescili, yılsonuna doğru netlik kazanacaktır. Fakat marka tescil edilebilirlik kriterlerini taşıdığı için olumsuz bir sonuç alması düşük bir ihtimal. Hatta Can Bonomo marka müracaatını gerçekleştirdiği özel yazı sitilini web sitesinde kullanıyor. Her şey bir yana henüz yolun başında marka tescil müracaatını ihmal etmeden Can Bonomo'yu bu konu takdiri hak ediyor.
  
2003 yılında ülkemizi Eurovision da temsil eden Sertap Erener büyük bir başarı ile bizlere birinciliği getirmişti. Aynı şekilde 2009 yılında temsilcimiz olan Hadise ise 4. olmuştu. Hadise Eurovision'dan sonra, kariyerindeki başarısı artışı 2011 yılında marka tescil işlemlerini gerçekleştirdi. Şu anda 2 adet marka tescili olan Hadise sanatçılığına ek olarak kozmetik, tekstil, aksesuar vb. alanlarda da marka tescili almış durumda. Sertap Erener'in adına ise henüz bir marka başvurusu bulunmuyor.

iPhone Patent : Yeni patent ile gümbür gümbür müzik keyfi

Ses patent
iPad ve iPhone kullanıcıları, Apple'ın geliştirdiği ve patent başvurusu yapytığı yeni hoparlör sistemi sayesinde tatmin olacağa benziyor.

ABD Patent ve Marka Ofisi tarafından dün yayınlanan patente göre Apple, iOS cihazlar için yeni bir hoparlör sistemi geliştirdi.
Apple, nispeten küçük bir alanda olası ses kalitesini artırmak için bilindik hoparlör bileşenlerini yeniden tasarlayıp konumlandırıyor. Patent, bu yeniliğin kullanıcılara ne gibi avantajlar sağlayacağına dair özel bir ipucu vermese de Patently Apple'da yeni hoparlör konumlandırılmasının iOS cihazlara daha üstün kalitede ses sağlayacağına değinilmiş.
Daha küçük cihazlarda daha yüksek ses performansı elde etmek için geliştirilen sistemini Apple kendi akıllı telefon ve tabletlerinde kullanacak olsa da ileride birçok firma bu teknolojiden yararlanabilir.

24 Mayıs 2012 Perşembe

Marka: Dünyanın en değerli markalarında zirveyi bilişim ve teknoloji firmaları paylaştı


En değerli marka 2012

Dünyanın en değerli 100 şirketi içinde ilk üç sırada Apple, IBM ve Google zirvede yer aldı

Apple'ın marka değeri yüzde 19 artışla 182,9 milyar dolara çıkarken IBM'in değeri 115,9 milyar dolara, Google'ın ise 107,8 milyar dolara ulaştı. Türkiye'den sıralamaya giren bir marka bulunmazken listenin en hızlı değer artışı yakalayanı ise Facebook oldu.

Dünyadaki ekonomik belirsizliğe rağmen en büyük markalar büyümeye devam ediyor. Finansal verilerle tüketici marka varlığı ölçümlerini birleştiren araştırmada, sıralamada yer alan ilk 10 markanın 7'si teknoloji ya da iletişim markası olarak öne çıktı. Çalışmaya göre Apple, marka değerini yüzde 19 artırarak 182,9 milyar dolara çıkardı ve en değerli marka oldu. WPP tarafından sunulan ve Millward Brown Optimor tarafından bu yıl yedincisi hazırlanan çalışmaya göre IBM yüzde 15 büyüme göstererek marka değerini 115,9 milyar dolara çıkarırken, sıralamadaki ikinciliğini IBM'e kaptıran Google ise 107,8 milyar dolarlık marka değeri ile 3'üncü sıraya geriledi. 8 yaşında olan Facebook, halka arzının öncesinde yüzde 74 değer artışı yakalayarak listenin en hızlı değer artışı yapan markası unvanını kazandı; 33,2 milyar dolar marka değerine sahip olan şirket 35'inci sıradan 19'uncu sıraya yükseldi. Birçok ülkede Apple ürünleri ile rekabet eden Samsung'un değeri ise 14,2 milyar dolara çıktı. Bu yıl sıralamaya ilk kez Afrika'dan bir şirket girdi. Mobil iletişim markası MTN, listenin 88'inci sırasında ve marka değeri 9,2 milyar dolar.

Araştırmada yer alan markaların toplam değeri yüzde 66 artarak 2,4 trilyon dolara ulaştı. Millward Brown Küresel Üst Yöneticisi (CEO) Eileen Campbell, markaların şirketlerin sigorta poliçeleri olduğunu belirterek, ''Birçok kategorideki markayı zorlayan ve uzun süredir devam eden ekonomik kriz, politik belirsizlik ve doğal felaketlere rağmen, dünyanın önde gelen markaları büyümeye devam ediyor, işlerini koruyor ve geliştiriyor.'' dedi. Millward Brown Türkiye Genel Müdürü Betül Khan ise, 8 değişik sektörde halka açık Türk markalarının değerinin hesaplandığını ve Türkiye'nin en değerli 25 markasının belirlenmesi için yapılan bu çalışmadan Küresel 100 Marka sıralamasına girebilen marka çıkmadığını açıkladı. En değerli 100'üncü küresel marka olan DHL 7,6 milyar dolarla listenin sonunda yer alırken, en değerli 25 Türk markası listesinin başındaki markanın değeri 2,4 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu yılki araştırma geleceğin 'Mobil'de olduğuna işaret ederken, mobil, durgunluk dönemlerinde tüketicinin kesintiye gitmek ya da vazgeçmek istemediği birkaç kalemden biri olarak bir noktaya kadar kendini korumayı başardı. En değerli telekom markası AT&T'nin marka değeri 68,8 milyar dolar olurken, ABD'nin en büyük mobil hizmet sağlayıcısı olan
Verizon, marka değerini yüzde 15 arttırdı, şirketin marka değeri 49,1 milyar dolar oldu.

Marka Tescil: Mahkumların ürettiği ürünlere marka tescil belgesi

Mahkum ürünlerine marka tescil
Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu ( Osmaniye ) mahkumların ürettiği ürünleri markalaştırmak adına Toprakkale CİK ismini marka tescil belgesi ile koruma altına aldı.

Osmaniye'nin Toprakkale İlçesi'nde mahkumların 30 ayrı iş kolunda üretim yaptığı Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu, kuruyemiş ve bakliyat ürünlerini 'Toprakkale CİK' adıyla markalaştırdı.

Cezaevinde 4 yıl önce 140 dönüm alanda oluşturulan mobilya marangoz, mantar yetiştiriciliği, seracılık, sebze-meyve bahçeleri, demir doğruma, bakliyat ve kuruyemiş kavurma ve paketleme tesislerinde çalışan 180 mahkum, 5 milyon liralık ciroya ulaşıp, devlete yaklaşık 700 bin TL kazandırdı. Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Mustafa Ertekin ürettikleri kuruyemiş ve bakliyatların ülke genelinde 120 cezaevindeki kantinlerde mahkum ve halka pazarlandığını belirti. Ertekin, şöyle dedi:

"Türkiye'de ilk defa bir cezaevi, üretimini yaptığı gıda ürünlerini kendi markasıyla tescil ettirdi. Toprakkale CİK markasının tüm cezaevlerinde yaygınlaşmasını hedefliyoruz. Cezalarını çeken mahkumlar burada hem meslek öğreniyor, hem de döner sermayeden kar payı ve maaş alıyorlar. Her mahkumun aylık geliri ortalama 160 lirayı buluyor, geçen yıl da mahkum başına 496 lira kar payı dağıttık."

Denetimli Serbestlik Yasası'ndaki düzenlemelerin ardından cezaevindeki 100 mahkumun tahliye edildiğini, 80 mahkumla faaliyetlerin sürdüğünü kaydeden Mustafa Ertekin, bakliyat ve kuruyemiş kavurma ve paketleme işinin yanı sıra, seralarda domates, biber, salatalık ve patlıcan yetiştirilip cezaevlerine gönderildiğini, mobilya atölyesinde de kamu kurumlarının ihtiyacı olan evrak dolabı, masa ve sandalye üretildiğini anlattı.
Ertekin, usta öğreticilerden meslek öğrenen ve çalışarak gelir sağlayan mahkumların kendilerini daha mutlu hissettiğini vurgularken şöyle konuştu:

"Amacımız, mesleki eğitimle mahkumların rehabilitasyonunu sağlamak. Bu cezaevinde faaliyetlere katılan hükümlülerin, cezaları tamamlayıp çıktıktan sonra normal hayatta tekrar suça karışmamaya dikkat ettiğini anlıyoruz. Kurumumuzda meslek öğrenen kişilerin de devlet kurumlarında işe girdiğini öğreniyor, mutlu oluyoruz. Amacımız, hükümlülerin meslek öğrenip, kendi kazançlarıyla mutlu bir hayat sürmelerini sağlamaktır."

http://www.acarpatent.com/haberler/2581_561/marka-tescil-:-mahkumlarin-urettikleri-urunler-%22toprakkale-cik%22-adi-ile-markalasiyor.htm

Marka Tescil: Marka tescil ile Türkiye Havasına koruma geldi

Marka Tescil Belgeli Havamız
Türk Patent Enstitüsü,Türkiye Havasına marka tescil belgesi verilmesini onayladı.

Girişimci A. Halim KARS, Antalya Havası ve Konsantre Türkiye Havası adlı ürünlerinin marka tescil belgesini alarak, Türkiye’nin havasını satmaya başladı.

Marka tescil süreçlerinde marka ve patent ofisi Acar Patent ile çalışan Girişimci A. Halim KARS, Antalya Havası ve Türkiye Havası markalı ürünlerinin birçok ünlü tarafından da talep gördüğünü söylüyor.

Airstock ismi ile de marka tescil başvurusu yapılan ürün, internet sitesinde alternatifler sunarak, online alışveriş ile sipariş verebilme seçeneğini de hizmetleri arasında sunuyor.

 007 James Bond da Türkiye Havası satın almış

Bir espri ürünü olan ve hediyelik eşya olarak satılan marka, Türkiye ve daha birçok ülkeden sipariş aldığı gibi, memleketlerinden uzak kalan ve turistik amaçlı ziyarete gelen insanlarında ilgisini çekiyor.

Çekimlerinin bir kısmı İstanbul’ da devam eden 007 James Bond Skyfall filminin başrol oyuncusu Daniel Craig’ de Türkiye Havasını satın alanlar arasında.
Her fırsatta İstanbul ve Türkiye’ye hayranlığını dile getiren Daniel Craig 20 adet hediyelik Türkiye Havasını ülkesine götürmüş.

Çok akıllıca bir tescil

Acar Patent marka tescil uzmanı İlknur Kurnaz Can ürünün özellikle yurtdışında yaşayan insanlar için anlamlı bir hediye olduğunu ve bu keyifli ürünü tescillemenin Acar Patent ailesi olarak mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.

http://www.acarpatent.com/haberler/2578_561/acar-patent-turkiye-havasini-marka-tescil-ile-koruyor.htm

Fatih GÖRMEK

Patent Zaferi: Microsoft patent savaşından karlı dönenlerden

Patent İhlali
Patent Zaferi: Microsoft patent ihlali gerekçesiyle Motorola ürünlerini yasaklattı. ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu Android  tabanlı Motorola ürünlerinin ithalatını yasakladı.

ITC’nin Motorola telefonları için aldığı karar, Başkan Barack Obama’nın geri çevirmemesi halinde Temmuz ayında yürürlüğe girecek.Microsoft’un Exchange ActiveSync teknolojisini kullandıkları gerekçesiyle Motorola Atrix, Droid ve Xoom (18 model cihazdan) modellerine ithalat yasağı geldi.

MİCROSOFT' UN PATENT ZAFERİ


Microsoft Android  cihaz üreticilerine karşı açtığı davaların neredeyse tümünü kazandı. Bu kararın hemen ardınan Microsoft  yayınladığı bildiride “Artık Android  cihaz üreticilerinin büyük çoğunluğu patenti bize ait olan uygulamaları kullanmak için Microsoft  ile işbirliği içine girmelerini umuyoruz”

Motorola ise yaptığı açıklamada, “Bir patentin ihlal edildiğine yönelik karar hayal kırıklığı yaratmış olsa da, gereken değerlendirmeleri yapıp kararın arkasındaki faktörleri anlamaya çalışacağız” ifadesini kullandı. Temyize gidecek olan Motorola, ITC’nin temyize yakın dönemde cevap vereceği konusunda iyimser değil.

Marka Tescil: İki Yaka Bir İsmail dizisine marka tescili


Diziye Marka Tescil

İki Yaka Bir İsmail projesinin yaratıcısı Adam Film marka tescil işlemleri için çalışmalara başladı.

Acar Patent’ in marka tescil başvuru işlemlerini gerçekleştirdiği  “İki Yaka Bir İsmail” ismi markalaşma yolunda büyük bir adım atmış oldu.

Yönetmenliğini Kemal Uzun’un yaptığı dizinin başrolünü ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Erdal Özyağcılar üstlenirken, Rana Cabbar, Meltem Gülenç, İbrahim Kendirci, Eylem Yıldız ve diğer Türk-Yunan oyuncu kadrosuyla da “İki Yaka Bir İsmail” adından çok söz ettireceğe benziyor.

Ayvalık ve Yunanistan’ın Midilli Adası’nda gerçekleştirilen dizide Balıkçı İsmail’in iki aşk arasında nasıl mekik dokuduğu ve karşılaştığı zorluklar anlatılıyor.


Acar Patent marka vekili Rüştü GÜMÜŞ, daha evvel “Balkan Düğünü”, “Elveda Rumeli” ve “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm”  dizi ve sinema filmlerinin isim hakkını da marka tescil yoluyla koruyarak, markalaşma konusundaki hassasiyetlerini gösteren Adam Film’e teşekkür ederken, bu filmin Türk- Yunan ilişkileri açısından dostluk köprüsü görevi göreceğini de belirtti.

Fatih GÖRMEK

11 Mayıs 2012 Cuma

Oracle patentleri için 1 milyar $ istiyor


Oracle patent

Oracle, Google'ın Android ürünü ile kendisine ait çok sayıda patent ve telif hakkını çiğnediğini öne sürüyor.

San Francisco'daki bir mahkemede görülen mahkemede Oracle, tazminat olarak yaklaşık 1 milyar dolar talep ediyor.

Aralarında Sharp, Samsung, LG ve Sony'nin de olduğu pek çok cep telefonu üreticisi, Android işletim sistemlerini kullanıyor.

Java ürünlerini geliştiren Oracle ise Google'ın Android sisteminde kendi programlama dilinden yararlandığını öne sürüyor.

Yazılım uzmanları, davanın ciddi bir emsal yaratabileceğini belirtiyorlar.

Konu Java'nın patent hakları

1995'te piyasaya sürülen Java, yazılımların bir işletim sistemine bağlı kalmadan, farklı pek çok bilgisayar platformunda birden çalışabilmesine olanak tanıyor.

Yazılım ve bilgisayar ürünleri geliştiren Oracle 2009 yılında Java'nın yaratıcısı Sun Microsystems'i satın aldığı zaman Java'nın telif haklarının mülkiyetini de devralmış oldu.

Oracle fikri mülkiyetinin kullanılması ve Android'in ücretsiz şekilde paketlere eklenmesiyle kendilerinin cep telefonu üreticilerinden Java için lisans ücreti talep etme olasılığını ortadan kaldırdığını öne sürüyor.

Şirket Google'ı zaten herkese açık olan Java'yı kullanmasından çok, yazılım geliştiricilerin Java ile uyumlu kod yazmasına olanak veren uygulama arayüzleri dolayısıyla suçluyor.

Oracle davayı kazanırsa Google'ın Play yazılımındaki bazı uygulamaların yeniden yazılmasını gerektirebilir.

Eski bir Google yöneticisi olan Songkick teknoloji sorumlusu Dan Crow, davaya konu olan arayüzlerin (API) bilgisayar programları arasındaki iletişimi sağladığını örneğin Android telefonların bu şekilde ekranlarındaki özelliklere ve belleğe ulaştığını anlatıyor.

"Oracle kazanır da bu arayüzlere telif uygulanırsa, Android, Mac OS, Windows, iPhone ve diğer tüm platformlardaki uygulamaların en azından yeni lisans düzenlemeleri ile yeniden piyasaya sunulması gerekecek" diyor.

Crow'a göre yasal anlaşmazlıklar giderilene dek pek çok uygulamanın devre dışı kalması bile gerekebilir.

Google ise söz konusu teknolojilerin telif kapsamında olmaması gerektiğini savunuyor.

"Bu programlama uygulamaları olmasa, Java programlama dili kör, sağır ve dilsizdir" diyor.

iPhone ürünleri için bağımsız seyahat uygulamaları geliştiren Malcolm Barclay BBC'ye "API kullanmanın açık bir platformun fikri mülkiyet haklarını çiğneyebileceğini düşünmek son derece saçma olur. Her uygulamayı açıp bunun için biri beni dava eder mi diye bakmak hiç pratik olmaz" dedi.

Microsoft patent zengini oldu



Microsoft patent

1 milyar dolar karşılığı 800 patent satın alan Microsoft olası patent davalarına karşı artık daha da güçlü.


New York merkezli AOL, 800 patent hakkını Microsoft'a sattıktan sonra reklam, araştırma, içerik üretimi, sosyal iletişim ağı, eşleştirme, multimedya ve güvenlik dahil stratejik teknolojileri kapsayan 300 patent hakkı ile uygulamaları hala kontrolünde tutacağını açıkladı.
AOL Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Tim Armstrong, Microsoft ile anlaşmanın, şirketin patent haklarının ''güçlü'' açık artırmasıyla sonuçlandığını belirtti.

Şirketin Microsoft ile lisans anlaşmasının, AOL'nin hala değerli patent hakkı portföyüne sahip olduğunu gösterdiğini kaydeden Armstrong, ''Satış ve lisans anlaşması hissedarlarımız için mevcut dolar değerinin kilidini açıyor ve AOL'nin uzun vadeli hissedar değeri yaratma stratejimizi agresif biçimde uygulamamızı sürdürmemize olanak sağlıyor'' dedi.

AOL, satış gelirlerinin ''önemli kısmını'' hissedarlara dağıtmayı planladığını bildirdi. Şirketin patent haklarını satış sürecinin bu yıl sonunda tamamlanması bekleniyor.

Amerika marka tescil başvurularında lider



Obama_marka
Türkiye’deki büyük pazarı fark eden yabancı ülkeler ürünlerini marka tescil yoluyla koruma altına alarak rekabet etme gücüne sahip olmak istiyorlar.

Türk Patent Enstitüsü istatistiklerini değerlendiren marka ve patent firması Acar Patent’ in değerlendirmelerine göre de yabancı ülkeler Türkiye’ de markalarını koruma altına almak için yoğun çaba harcıyorlar.


Yabancı ülkelerin marka raporu

2011 yılında birçok ülkeden 12 bin yabancı marka Türkiye’ de markalarını tescil altına almak için başvuru yaparken, 2012 yılında da yabancı marka başvuruları aralıksız devam etti.

2012 yılının ilk iki ayında ise tescil süresi sonuçlanan 1200 yabancı marka tescil belgesine kavuştu.

En çok marka tescil başvurusu Amerika'dan

2012 yılının Ocak ve Şubat ayı verilerine göre Türkiye’ de en çok markası tescillenen ülke A.B.D. olurken, 257 markasını tescil yoluyla koruma altına almayı başaran A.B.D.‘ yi 156 tescilli marka ile Almanya izledi.

İsviçre, Fransa, Çin, Japonya, Birleşik Krallık ve Hollanda’ da Türkiye’ de markalarını koruma altına almak isteyen ülkelerin başında yer aldı.

Ocak ayında marka tescili olmayan İzlanda’nın ise Şubat ayında 68 markasının tescillenmesi ise dikkat çekici bir not olarak kaydedildi.

Yabancı markaların tercihi bilişim sektörü

Yabancı ülkeler en çok bilişim sektöründeki markalarını koruma altına almak için marka tescil başvurusu yaparken, ilaç ve mağazacılık sektörlerinin de önde gelen tercihler arasında olduğu belirlendi.

Uzman gözüyle

Özgün marka bulmanın gün geçtikçe zorlaştığını ve elimizdeki markamızı kaybetmemek için tescil yoluyla korumamız gerektiğini belirten Acar Patent Genel Koordinatörü Rüştü GÜMÜŞ, Türkiye’deki pazarın büyüklüğünü fark eden ülkelerinde markalarını tescil ettirme yarışında olduğunu söyledi.

http://www.acarpatent.com/haberler/2539_561/amerika-birlesik-devletleri-turkiye'-de-en-cok-marka-tescili-yaptiran-ulke-oldu.htm
Fatih GÖRMEK

30 bin marka tescil başvurusu


Türkiye marka tescil

Avrupa lideri Türkiye, 2012 yılında 3 ayda 30 bin yeni marka tescil başvurusu ile zirveden inmeyeceğini kanıtladı.

2011 yılında 120 bin marka tescil başvurusu ile Fransa’yı geçen Türkiye, 2012 yılının ilk üç ayına göre de yılsonunu zirvede bitireceğe benziyor.

Türk Patent Enstitüsü verilerini değerlendiren marka ve patent vekili Rüştü Gümüş,  2012 yılının ilk üç ayındaki başvuru rakamlarıyla yılsonunda hedeflenen 150 bin yeni marka başvurusuna ulaşmanın zor olmadığını belirtti.

Üç ayda 30 bin yeni marka tescil

2011’de marka tescil başvurularında yükselişe geçen Türkiye, ilk aydan 10 bin barajını aşarken, Mart
ayının sonunda 30 bin yeni marka başvurusuna ulaşmayı başardı.
Ocak ve Şubat ayında 8735 markaya tescil

2011 yılının Ocak ve Şubat aylarında 3104 marka tescil edilmişken, 2012 yılının aynı dönemlerinde marka tescil oranı  % 181 artarak 8735 sayısına ulaştı.

Yerli tescilli markalarda mağazacılık

Ocak ve Şubat aylarında tescille sonuçlanan markalar da en çok 35. sınıf ( mağazacılık – satış ) tercih edildi.

Marka tescillerinin illere göre dağılımı

2012 yılının ilk iki ayında İstanbul en çok marka tescili gerçekleştiren ilimiz olurken Ankara, İzmir ve Bursa ise tescillenmiş marka sayılarıyla ilk sıralarda yer almayı başaran illerimiz oldu.

Ardahan, Tunceli, Bayburt, Gümüşhane ve Hakkâri’ de ise bu iki ayda marka tescili gerçekleşmedi.

http://www.acarpatent.com/haberler/2534_561/3-ayda-30-bin-yeni-marka-tescili-ile-tukiye-zirveye-oynuyor.htm
Fatih GÖRMEK

İnsan genine patente hayır


Gen_patent

ABD Yüksek Mahkemesi, insan genlerine patent verilmesini onaylayan bir mahkeme kararını bozdu.

Amerikan Yüksek Mahkemesi, meme ve yumurtalık kanseri riskini artıran iki gen mutasyonu ile ilgili çalışmaların patentini alan Myriad Genetics Şirketi aleyhine karar vererek, patent haklarını bozdu.


Yüksek Mahkeme, doğa kanunlarının "patent altına alınamayacağı" yolunda daha önce alınmış kararı örnek göstererek, genlere patent hakkı tanıyan davanın yeniden görüşülmesini istedi.


Amerikan Sivil Özgürlükler Derneği, genlerle ilgili testlerin patent altına alınmasına genetikçiler, hastalar ve diğer ilgililer adına itiraz etmişti.


Yüksek Mahkemenin kararı kanser araştırmacıları, hastaları ve ilaç üreticileri için büyük önem taşıyor.

2011 yılında en çok patent başvurusu yapan ülke Çin oldu


Çin_patent başvurusu

2011'de patent başvuruları yüzde 10 artarak 181 bin 900 adet oldu. ( WIPO )

 En çok patent başvurusu yapılan ülkeler sırasıyla Çin, Japonya ve ABD olarak sıralanıyor. Türkiye ise yapılan 541 patent müracaatı ile 25'inci sıraya yükseldi.Konuya ilişkin açıklamaya göre, 2011 yılında tüm dünyada yapılan patent başvurusu sayısının yüzde 10,7'lik bir büyüme ile 181 bin 900'e ulaştı. En çok başvuru yapan ülkeler Çin, Japonya ve ABD olurken, bu üç ülkenin başvuruları büyüme oranının yüzde 82'sini oluşturdu.

En fazla patent müracaatı yapan firma ise Çin'in Telekomünikasyon firması ZTE oldu.


Türkiye ise yapılan 541 patent başvurusu ile dünyada 25. sıraya yükseldi. Dünya çapında en fazla patent müracaatı yapan 100 firma arasına hiçbir Türk firması, en fazla başvuruda bulunan 50 üniversite arasına hiçbir Türk üniversitesi giremedi.


WIPO'ya yapılan başvurularda öne çıkan sektörler, dijital komünikasyon, bilgisayar teknolojileri ve medikal teknolojileri oldu.

http://www.acarpatent.com/icerikg.asp?id=2526&smi=561

20 Mart 2012 Salı

Türk markası FLO İtalyanların tescilli ayakkabı markası Lumberjack'ı satın aldı

FLO Marka
Ayakkabı mağazası FLO İtalya'nın en ünlü ayakkabı markalarından Lumberjack'ı aldı.

Ziylan Ayakkabı Yönetim Kurulu Üyesi Büyükekşi, yakın zamanda dünyanın en ünlü spor ayakkabı markalarından birini daha alacakları bilgisini verdi.
Ziylan Ayakkabıcılık bünyesinde bulunan ayakkabı mağazası FLO, bünyesine kattığı yeni markalarla yurtdışına çıkmaya hazırlanıyor. Bir dizi iş görüşmesi için TUSKON heyeti ile birlikte Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a gelen Ziylan Ayakkabı Yönetim Kurulu üyesi Aykut Büyükekşi, bünyesine kattıkları yeni markalarla birlikte 30 milyon ve üzeri nüfusa sahip ülkelerde 15'er FLO mağazası açmak için fizibilite çalışmaları yürüttüklerini söyledi.

İtalyan Lumberjack'la ilgili uzun süredir çalışma yaptıklarını ve sonunda 67 yıllık İtalyan markanın alımının bu hafta sonuçlandığını söyleyen Büyükekşi, süreci şöyle aktardı: "Lumberjack markası İtalya'nın en köklü ve büyük ayakkabı markasıydı. Firma sahibi vefat ettikten sonra yönetim eşine ve çocuklarına kaldı. Yürütemediler ve satma kararı aldılar. Bu işi bir yıldır takip ediyorduk. İyi bir fiyata bu markayı aldık. İtalya'nın ekonomik krizde olması da bizim için fırsat oldu. Markanın Avrupa'da satış fiyatı 150 avro ile 350 avro arasında değişiyordu. Türkiye'de bu fiyatları revize edeceğiz. Üretim yine Türkiye'de olacak. Markanın patent ve tüm tasarım ekibini Türkiye'ye getiriyoruz."

SPOR DEVİ SATIN ALACAK

Bundan sonraki süreçte yine satın almaların devam edeceği bilgisini veren Büyükekşi, bunlardan birinin daha yakın zamanda sonuçlanacağını söyledi. "Bu marka dünya çapında çok büyük bir marka. Şimdi düşünün Adidas, Puma, Nike, Reebook ve bu saydıklarımdan sonra gelen büyük bir marka olacak. Hedeflerimiz büyük" diyen Büyükekşi, önümüzdeki dönemde 4 yeni marka daha almayı planladıklarını belirtti. Bu atakların daha çok yurtdışına açılım için gerçekleştirildiği bilgisini veren Büyükekşi, şöyle devam etti: "Avrupa ve dünyaya açılmak istiyoruz. Romanya, Polonya, Rusya, Mısır ve Kuzey Irak'ta fizibilite çalışmaları devam ediyor. Bu pazarlarda en az 15'er mağaza açacağız."

67 YILLIK MARKA

İtalya'nın kuzeydoğusunda yer alan Verona şehrinde, küçük bir ayakkabı imalat atölyesinde üretime başladı. Lumberjack, ürettiği ayakkabılarda derinin kalitesi, taban yapısının esnekliği ve en önemlisi ip bağcık yerine deri bağcıklar kullanarak fark yarattı. Bu fark, önce İtalya'da sonra tüm dünyada rakiplerinin dikkatini çekti. Bu üç ortaklı firma, bilgi ve yeteneklerini birleştirerek dünyanın tanıdığı Lumberjack ayakkabı ve bot modelleri seçkin mağazalarda satışa sunuldu. Sandalet ve terlik modellerinde de her zaman önde olduğunu rakiplerine hissetiren Lumberjack, İtalya'da doğdu, tüm dünyada yürüyor.

Avrupa marka tescil başvurularında lider olan Türkiye'nin 2023 hedefi 50 bin yerli patent başvurusu

Türkiye Patent
Avrupa’ da 2011 yılı marka başvuru rakamlarına göre birinci sırada yer alan Türkiye, patent başvurularında da hedef büyüttü.

Marka ve patent firması Acar Patent’ in Türk Patent Enstitüsü verilerini değerlendirerek hazırladığı rapora göre 2011 yılı patent başvurularının bir önceki yıla göre yüzde 23 oranında arttığı gözlendi.

2011 yılında yerli patent başvuruları yüzde 26 oranında artarken, yabancı patent başvurularının artış oranı yüzde 21 de kaldı.  

Türkiye’ de yabancı ülkeler patent başvurularıyla yerli buluşları geride bıraktı

2011 yılında Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan patent başvurularının %40’ını yerli başvurular oluştururken, diğer ülkelerden gelen başvuruların oranı %60’ı buldu. Yabancı ülkelerden yapılan başvurularda Almanya öne çıkarken ABD, İtalya ve Fransa takiplerini sürdürdü. Yerli başvurularda ise öne çıkan illerimiz  İstanbul, Bursa ve İzmir oldu.

Ar-Ge yatırımları artıyor

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Türkiye Üniversitelerinde Sınai Mülkiyet Hakları (SMH) Bilgisinin Yaygınlaştırılması" projesinin tanıtım toplantısına katılan Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan Ar-Ge ile ilgili yatırımların arttığını ve son yıllarda özel şirketlerin Ar-Ge’ ye ayırdığı kaynağın yüzde 0,9’ u bulduğunu açıkladı.
Hedef 50 bin yerli patent 

Türkiye’ de yapılan yerli patent başvurularının da arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Habip Asan,  2023 yılında 50 bin yerli patent başvurusunu hedeflediklerini söyledi.

Global Rekabet için patent

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Acar Patent Genel Koordinatörü Rüştü GÜMÜŞ, Global Rekabette öne çıkabilmenin patent ve Ar-Ge’ ye verilen değerle paralel oranda mümkün olacağını belirtti.

Yahoo, kendisine ait 10 patenti ihlal ettiği gerekcesiyle Facebook' a Fikri Mülkiyet davası açtı

Yahoo_facebook_patent
İnternet şirketi Yahoo, dünyaca ünlü sosyal paylaşım sitesi Facebook aleyhine Amerika Birleşik Devletleri'nde patent davası açtı.

Yahoo, kısa süre sonra hisselerini halka açmayı planlayan Facebook'un 'internette reklam verme sistemleri ve metodları' konusunda kendisine ait olan 10 patenti ihlâl ettiğini savunuyor.

Akıllı telefonlar üreten teknoloji şirketleri arasında buna benzer davaların örnekleri daha önce görüldü ancak bu son dava dev şirketler arasındaki mücadelenin yeni bir cepheye taşındığının işareti.

Yahoo'nun yaptığı yazılı açıklama, şirketin, açtığı davanın güçlü temellere dayandığına inandığını gösteriyor.

Dava dilekçesinde "Yahoo'nun sahip olduğu patent hakları, mesaj ve haber akışı sistemlerini, sosyal medya uygulamalarını ve sahtekârlığı önleyici, kişisel bilgileri koruyucu reklam programlarını içeren yenilikçi çevrimiçi ürünleri kapsar. Facebook'un, kullanıcıların profiller yaratmasına ve diğer özelliklerinin yanısıra bireyler ve şirketlerle paylaşıma girmesini sağlayan tüm sosyal paylaşım ağı modeli, Yahoo'nun patentle korunan sosyal paylaşım ağı teknolojisi üzerine kurulmuştur" ifadeleri yer aldı.

Facebook ise, Yahoo'nun, aralarındaki sorunu mahkeme dışında çözmek için yeterince çaba sarf etmediğini belirtiyor ve Yahoo'nun tercih ettiği yolu 'şaşırtıcı' diye niteliyor.

Facebook şirketinin açıklamasında "Facebook'la uzun süredir işbirliği yapan ve bu işbirliğinin getirdiği olanaklardan fazlasıyla yararlanan Yahoo'nun mahkeme yolunu tercih etmesinden hayal kırıklığı duyduk" denildi.

Bu dava, Yahoo'nun 2004 yılında halka açılan Google'a karşı başlattığı hukukî mücadeleyle benzerlikler taşıyor.

Yine fikrî mülkiyet ihlâllerine dayanan davada Google, anlaşmazlığı mahkeme dışında çözme yolunu tercih etmiş, Yahoo'ya 2,7 milyon hisse vererek uzlaşmaya varmıştı.

Uzmanlar, daha önce işe yarayan bu taktiği şimdi Facebook'a karşı kullanmak istediğini ancak Facebook'un kolay teslim olmayacağını belirtiyorlar. Bu davanın Facebook hisselerinin halka arzını etkilemesi de beklenmiyor.

Bilgisayar program kodlarının nasıl patent altına alınacağı konusunda belirsizlik var. Hukuk uzmanları, Yahoo ve Facebook arasındaki bu davanın, sosyal medya uygulamalarını içeren ilk emsal dava olduğunu belirtiyorlar.

Bilişim teknolojisiyle ilgili bazı kurumlar, Amerika Birleşik Devletleri'nde Yüksek Mahkeme'ye başvurarak bilgisayar kodları konusundaki belirsizliği aydınlatılmasını, bu programların hangi şartlar altında fikrî mülkiyet kapsamına girdiğinin belirlenmesini istemişlerdi.

19 Mart 2012 Pazartesi

Kriz Türkiye'deki girişimcileri harekete geçirdi; patent, faydalı model ve marka tescili başvurularında artış sağlandı.

Marka Tescil - Patent - Faydalı Model
ABD ve Avrupa’yı pençesine alan ekonomik kriz Türklerin girişimci ruhunu ortaya çıkardı. Avrupa' da marka tescil başvurularında liderliği ele geçiren Türkiye, patent ve faydalı model başvurularında da yükselişe geçti.Ar-Ge çalışmaları ivme kazandı.

Küresel Girişimcilik Raporu’na (GEM) göre Avrupa’da krizin etkisinin en fazla hissedildiği 2011 yılında Türkiye’nin girişimcilik notu 11.9’a yükseldi. Ocak ayında açıklanan rapora göre, Türkiye’de girişimci sayısı artarken, kurulan girişimler süreklilik kazandı. Potansiyel ve kurumsallaşmış girişimci oranı 2008’de yetişkin nüfusun yüzde 4.8’ini oluşturuyordu. 2010’da yüzde 10.7’ye yükselen bu oran 2011’de yüzde 11.9’a ulaştı. Türkiye’deki potansiyel girişimci oranı ise 2006’da toplam nüfusun yüzde 2.2’si iken 2011’de yüzde 6.3’e tırmandı. 2008 yılında yetişkin nüfusun yüzde 3.2’sini oluşturan kuruluş aşamasındaki girişimcilerin oranı 2010’da yüzde 3.7’ye, 2011’de yüzde 3.9’a ulaştı. Son 1 yılda yeni iş sahibi olan girişimcilerin oranı ise yüzde 5.1’den yüzde 6’ya yükseldi. Türklerin sadece yüzde 22’si, Birleşik Arap Emirlikleri’nin yüzde 51’i başarısızlıktan korkuyor.

EKONOMİNİZ MOTORU KOBİ'LER

Sanayi Bakanlığı’nın kurduğu Girişimci Bilgi Sistemi’nin şirketlerin mali durumlarını gösteren proje sonuçları da girişimci ruhumuzu net olarak ortaya koyuyor. Türkiye’deki 887 bin 664 firmanın sadece yüzde 1’i büyük ölçekli.

DÜNYA EKONOMİSİNİ 400 MİLYON 'KÜÇÜK' CANLANDIRACAK

Zayıflayan dünya ekonomisini girişimciliğin canlandırabileceğini ortaya koyan GEM 2011 araştırmasına 54 ülkeden 140 bin kişi katıldı. Bu ülkelerde yaklaşık 400 milyon girişimcinin faaliyet gösterdiğini ortaya koyan rapora göre 140 milyon girişimci, önümüzdeki 5 yıl içerisinde istihdam sayısında en az 5 kişilik artış bekliyor.

TÜRKİYE'DE HER 100 ERKEĞE KARŞI 6 KADIN GİRİŞİMCİ VAR

GEM’e göre Türkiye’de her 100 erkeğe karşılık 31 kadın girişimcilik faaliyeti içerisinde. Ancak Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) araştırması durumun daha vahim olduğunu ortaya koyuyor. KAGİDER’e göre Türkiye’de ticaret odalarına kayıtlı girişimci sayısı 1.3 milyonken, bunların sadece 80 bininde kadın sahipliği/ortaklığı bulunuyor.

PATENT BAŞVURULARI 10 BİNİ AŞTI

Türkiye’de girişimciliğin arttığını ortaya koyan göstergelerden biri de patent ve marka başvuruları. Patent ve faydalı model başvuruları 2011 yılında 10 bin sayısına ulaştı. 2011’de Türkiye’de toplam 4 bin 87 patent başvurusu yapıldı. Bu rakama faydalı model başvuruları da eklendiğinde rakam 10 bin sınırına dayandı. Öte yandan Türk Patent Enstitüsü (TPE) verilerine göre Türkiye, 2011’de 120 bin marka başvurusuyla Fransa’yı geride bırakarak Avrupa birincisi oldu. Endüstriyel tasarım başvuruları da yüzde 30 artarak 36 bine ulaştı.